28 Şub 2011

Yitik İnsan Üzerine


Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında daha belirgin ortaya çıkan ‘yitik insan’ kavramı Steinbeck ve Beckett’in eserlerinde odaklanılan bir olgu olmuştur. Her şeyini kaybeden, yaşamak için bir amaç arayışı içinde olan ve tamamen yok olmamak için bağlanacak başka bir insana gereksinim duyan yitik insanın umuda ve dostluğa olan ihtiyacı iki eserdeki odak figürlerin genel hallerinde belirgindir. Lennie ve George’un birbirlerine olan bağlılıkları ile Estragon ile Vladimir’in birbirlerini bütünleyişleri, yitik insan olmaktan kurtulma çabalarına bağlanabilir.

Kaçış

Evde huzur kalmadıysa, en iyisi kaçmak... Tak kulaklığını, al test kitabını önüne, kaçabileceğin kadar uzağa kaç. Zihin uçsuz bucaksız bir evren. Kaçacak yeri çok olmalı. Değil mi?

24 Şub 2011

Balık Kraker!



Balık kraker! Ne çok yerdik küçükken. Önce kafasını koparırdık "Eheheh" diye salak salak gülerdik falan... Sonra ağzımızda bekletip tadını çıkarırdık... 
Şimdi yine o günlere döndüm ve balık krakerimi yerken yüzümde salak bir gülümseme olduğunu fark ettim. Küçük şeylerden mutlu olabilmeyi bilmek bu işte :) 
Hemen dedim ki "paylaşmalıyım bunu" 
Ve işte burdalar! Bir sürü balık :)

22 Şub 2011

"Porno, ruhu olmayan erkeğin sanatıdır. Sence?" formspring yanıtları

Bu soruyu sorarken aslında çok farklı şeyler düşünmüştük mfe ve ben.
Cinsiyet ayrımından bahsetmek istememiştik ama çoğu kişi bu şekilde yorumladı soruyu malesef. Soruyu sorarken dikkat etmemiz gerekirdi belki de ama, artık çok geç :)
Şimdi tüm cevapları üzerlerinde oynama yapmadan ve isim vermeden yazıyorum.
İleride tekrar tartışılmak üzere buraya sabitliyorum :)

Cevaplar : 


20 Şub 2011

IB music

Here is my IB music notes.. If you need it please feel free :)
  • Middle Age Music
  • Renaissance Period
  • Baroque Period
  • Classical Era
  • Romantic Period


Aşk mı kırmızı şarap tadında, şarap mı aşk tadında? Yoksa sevgilinin şarap tadında nefesi midir aşkı usulca bulaştıran dudaklarına?

Mariachi

Mariachi goes well after the red wine

18 Şub 2011

Gitarımı seviyorum ben

Gitarımı seviyorum.
Ama o beni sevmiyor artık galiba, uzun süredir elime almıyorum, hissediyorum biraz gıcık bana...

Sözde bu sene gitara ağırlık verecektim, ne oldu, fotoğrafa ağırlık verdim.
Evet fotoğraf deli bir tutku!
Ama gitarımı çok seviyorum. Buradan tüm okurlarım önünde gitarıma söz veriyorum; bu yaz seni hakkını vererek çalıp artık hayalini kurduğum şeyleri yapacağım. Sokaklarda birlikte coşacağız gitarım!

P.S: Üzerindeki yazılar su bazlı kalemle yazılmış olup nemli bezle silinebilmektedir. Dolayısıyla birkaç ay içinde bu gitarı tekrar gördüğünüzde üzerinde yepyeni şeyler olabilir. Sıkıldıkça değiştiriyorum ben böyle bir tuhaf.
Bir de gitarımı çok seviyorum.
"Nasıl daha güvenilir olabilirim?"
"Yalan söyle."
Scott Adams -Tanrı'nın Enkazı

17 Şub 2011

İlkokul mu mezun sınıfı mı?

Geçen sene istediği başarıyı gösteremeyip bu sene tekrar hazırlanmaya karar veren biz insanlar; mezun sınıfı.
İzmir'in en iyi dershanesi olduğunu düşünerek gittiğimiz Körfez Dershanesi.
Ve ilkokul öğrencisi muamelesi.

Ödevinizi yapmazsanız velinizi ararız sözleri.
Ödev kontrolleri.
Devamsızlıkta evleri aramalar.

Mezun sınıfıyız biz. 18 yaşı geçtik çoğumuz.
Ama hala, ilkokul öğrencisi modunda veli toplantılarına çağırıyorlar ailemizi.
Ben bunaldım sayın okurlar.
Siz de aynı hataya düşmeyin.
Kendi veliniz olabileceğiniz bir yaşta, kendi veliniz olabileceğiniz dershanelere gidin.

Kötüyüm

Sinir etmekte üzerime yok. Hele ki sevdiklerimi sinir etmekte. Kardeşimi ya da arkadaşlarımı, fark etmez.
En çok duyduğum sözcüklerden biri belki de "Kötüsün!"
Evet, kötüyüm.
Kötü olabilmek de bir marifet.

16 Şub 2011

Kendime Not #2

Skype kullanıyorsan kamerayı kapattığından emin ol.

Mavi düşlerimin kavanozu


Sun Jar.. :)
Aldığım en güzel hediyelerden biri.
Hele ki gece yatarken onun mavi ışığında mavi düşlerime dalmak..
"Mavi".. Benim rengim.. Ben..

Her mavi düşümü bu kavanoza atıyorum gece.. Ve biriktiriyorum onları... Saklıyorum kendimce..









Postcard From Sweden


 I received a postcard from Sweden a little bit ago :) 
 This is a first for me.. Thank you Silvio :)

12 Şub 2011

"alkol benim bağımlım oldu, 
benim kadehimdeki kadar tutkulu değil artık romeo'nun dudaklarında bu kırmızı şarap" özlem dirgin

Aptal mı hayalperest mi?

Öğrenci milleti işte.. Para biriktirir.
Bizimki biraz komediydi ama, evdeki bozukları falan topluyoduk, 50 liradan fazla var burada :)

Asıl komik olan ne için topladığımız.
Şu Fiat reklamındaki çocuklar gibi paraları topladık, sözde senetle gidip viyolonsel ve keman alacaktık. Salaklık dizboyu. Ulan ne senedi, ne taksidi!
O reklamdaki çocukların böyle büyük hayalkırıklığına uğramaması dileklerimle.
Esen kaling.

Gözetlemek için

Anahtar deliğinden. Evet evet, apartmanda bir ses duyduğumda anahtar deliğinden bakıyorum.
Neden?
Çünkü evimizi boyayan Serkan - Erkan kardeşler kapılardaki gözetleme şeylerinin (adı ne onların sahi?) üstünü boyamış.
Karşıyaka'da oturuyorsanız ve tadilat yaptıracaksanız, sakın ola bu iki kardeşe güvenmeyin...
Sadece uyarı...

11 Şub 2011

You're just too good to be true..




Sözleri için devamını oku :)


Oyuncağım

Beceriksizce sevdim seni,
elime yüzüme bulaştırdım evet...
Çocuktum, pasaklıydım,
ve en büyük oyuncağımdı kırılmayan peluşlarım..
Nereden bilebilirdim
kalbinin oyuncak olmadığını..
ve nereden bilebilirdim
canının yandığını...
çocuktum ben,
hayat bir oyundu..
ve ben, kaybettim...

25.08.2010

10 Şub 2011

Savaş Bitmemeli

Savaş bitmemeli..
Çünkü savaşın ta kendisi cezbedici olan...

Kazanılan zaferin, ya da toplanılan ganimetlerin
Zerre önemi yok alınan tat kadar...

Meydanda çatışan iki beden, kan revan içinde
Sevişen iki ruh, savaşın dehlizlerinde...
Ve Zafer'in sarhoşluğunun değil,
Savaş'ın çakırkeyifliğinin verdiği haz...

Savaş bitmemeli..

35

 Ve yedi ay sonra bir kahin bana baktı ve anneme, "Oğlunuz bir devlet adamı ve büyük bir lider olacak," dedi.
Bir dakika sonra kızın yanına oturarak aralık dudaklarının üzerine eğildi.
Başka bir tarafa baktı, ya cevabım onu rahatsız etmişti ya da dinleniyordu.
Bu taze, su kenarında yaz sıcağı kadar ılık çocuk, bana gösterdiği ilk aşinalıktan çoktan pişman olmuşa benzer gibiydi.
Ama öylesine terk edilmiş gibi bir hali, öyle bir ruh yoksulluğu vardı ki, belirsiz bir gelecek vaat ediyordu ona.
Kendi iradesinin zalim tahakkümü, her gece o ince şilte üzerinde başını, kalbini işkence içinde didikleyen hayali sönecekti.
-Benim iş yarına kaldı, dedi.
Her şeye rağmen Gregor'a karşı yakınlığını koruyan tek kişi yine kızkardeşi olmuştu.
Onun karları hışırdatarak yürüdüğünü işitti.
"Hiç şaşırtıcı değil" diye cevap verdi.
Gene vodvilden doğan bu "classic blues singers"ın güneyin her tarafında çalan ve rolleri müzikhol şarkıcısından farklı olan bluesman'le çok az ilgileri vardı.
Tamam itiraf ediyorum, büyükbabamın kitaplarından hiçbirini okumadım.
Peki nasıl oluyor da kimileri benimle öyle çok vakit geçirmekten hoşlanıyor?


Can sıkıntısı ile oluşturulan ufak tefek şeyler her zaman güzel olmuştur.
Sıkıcı derslerin ürünü :)

9 Şub 2011

"it's all the same fucking day, man"

Sevdiğim ve dinlemekten bıkmadığım bir parça.. Özellikle de ortadaki konuşma kısmı, o kadar güzel ki..!


Janis Joplin - Bell & Chain

Sitting down by my window,
Oh, looking at the rain.
Sitting down by my window now,
All around I felt it,
All I could see was the rain.
Something grabbed a hold of me, honey,
Felt to me honey like, lord, a ball and chain.
Yeah! hey! you know what I mean,
But it's way too heavy for you,
You can't hold it tomorrow.

Say, whoa, whoa, honey, it can't be
Just because I got to want your love
Please please please please, whoa please, please.
Whoa, honey it can't be
Just because I got to need you daddy.
Please don't you let me down, no, please, lord!
Here you gone today, but I wanted to love you,
I wanted to hold you, yeah, till the day I die,
Till the day, till the day,
Yeah! hey! hey! all right!

8 Şub 2011

Üstün ve Özel Yetenekli Çocuklar İçin...

...ülkemizde bir okul var.
TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi.

Kaç kişi duydu adını parmak kaldırsın!

Eskiden daha az kişi duymuştu gerçi, şu son reklamlar falan iyi ses getirdi. Ama yetmez!
Bu okul aslında üstün ve özel yetenekli çocukların hem sosyal hem de akademik gelişimini maksimum başarıyla tamamlamaları için kurulmuş Sezai Türkeş tarafından. İnanç Türkeş de Sezai Türkeş'in biricik eşi zaten o yüzden bu ismi vermiş okulumuza.
Bu blogu yazmamdaki amaç bu okulu daha fazla kişiye duyurmak.
Çünkü biliyorum ki çevrenizde bu okula gelmeyi hak eden keşfedilmemiş çok kişi var.
Sizden ricam şu, okulun sınavı için başvurun, klasik SBS gibi saçma bi sınavı yok bu okulun, değişik ve eğlenceli bir sınavı var, hiçbir şey de kaybetmezsiniz etrafınızdaki insanlara bu okulun duyurusunu yaparak :)

TEVITOL size çok şey katacak emin olun, mezunlarımızın başarıları, okuldaki etkinlikler, yurtdışı olanakları... Her şey websitesinde daha ayrıntılı şekilde yazılı.

Daha fazla bilgi almak için okulun web sitesini kullanabilir ya da bu yazının altında bana yorum olarak sorabilirsiniz sorularınızı.
Lütfen elinizden geldiğince dağıtın bu adresi.. :)



7 Şub 2011

True Story #1

Manyaaan teki aradı demin bilinmeyen numaradan.. Diyalog aynen şöyle,

Manyak : Kimle görüşüyorum?
Ben: Ben kimle görüşüyorum?
M: Demet (ama ses erkek)
B: Demet mi?
M: Evet.
B: Kimi aramıştınız.

Sessizlik.

M: Kimle görüşüyorum?
B: Siz kimi aramıştınız?
M: Arkadaşı aramıştım ben..
B: Yanlış numara burda arkadaş diye biri yok iyi günler.
Çat.

6 Şub 2011

Kendime Not #1

Pazar günleri tek başına Karşıyaka sahiline çıkma.
by mfeyzifar :)
"Sadece güneş batarken daha büyük olur gölgeler. Sadece gün biterken karanlığa gömülür kentler. Bu yüzden sabah savaşmalı, yenmekse amaç..." Özlem Dirgin

Kedi Avı

Hah yine bir kedi yan bahçenin duvarında geziniyor.
Bizim bahçeye bakıyor.. Boynu uzadı da uzadı.
İç sesi ona "Yok kimse yok" diyor ve o bizim bahçeye giriyor.
Lanet!

Bok mu var bizim bahçede?

Her sabah ve akşam köpeğim Ares'i bahçeye indirmeden önce kendim inip kedileri kovalıyorum önce. Hayvan hakları şeysi okumasın bu yazıyı tabii ama bizim köpek tam bir kedi düşmanı. Yalnız yakalarsa kediyi sağ bırakmıyor. Bir de dil çıkarıyor bak edepsize! Neyse.

Geçen gün Ares bana öyle bir baktı ki, dedim ne'n var kuzuuum? Cevabı yardı beni:
"Hep kendin kovalıyosun kedileri benim eğlenmeme hiç fırsat vermiyosun" o.O

Şimdi sorarım sana bizim bahçeye giren salak kedi; eceline mi susadın sen?
Neyse, akşam kovalıcam seni nasıl olsa, oley!

Kafeterya açtık! Cafe Ice Berg...

Evet Karşıyaka'da ufak ama şeker bir kafe açtık :) Vitamin bar, çay çeşitleri, kahve, kahve falı, tost, hotdog, sıcak çorba, sıcak çikolata, patates kızartması, soğuk içecekler vesaire vesaire olan hoş bir kafeterya oldu :)
Uzun süre uğraştırdı bizi, ama güzel oldu sonunda...
Gelmek isteyenler için en kısa yoldan tarif ediyorum, Karşıyaka çarşı, Akbank Sokağı'ndan girin abi, dümdüz ilerleyin metro yolundan dümdüz devam edin (çocuk parkı falan var, hani o yuvanın yanı) aha da orda giderken tam çocuk parkının karşısı, Cafe Ice Berg!

5 Şub 2011

Fire the Fireworks!

Deli

Halil Cibran'ın Deli'sinden...

...

Nasıl delirdiğimi soruyorsun. Şöyle oldu: Tanrıların çoğu daha doğmadan çok uzun zaman önce bir gün, derin bir uykudan uyandım ve bütün maskelerimin –kendi yaptığım ve yedi hayatta taktığım maskelerin- çalışmış olduğunu gördüm, kalabalık sokaklarda, “Hırsızlar, hırsızlar, Tanrı’nın cezası hırsızlar,” diye bağırarak koştum.

Erkeklerle kadınlar bana güldü ve bazıları korkup evlerine kaçtı.

Ve pazar yerine vardığım zaman bir genç çatıda dikilip, “O bir deli,” diye haykırdı. Onu görmek için yukarıya baktım; güneş çıplak yüzümü ilk defa öpt. İlk defa için güneş çıplak yüzümü öptü ve ruhum güneşe karşı sevgiyle tutuştu ve bir daha maskelerimi aramadım. Ve kendimden geçercesine haykırdım, “Şükürler olsun, maskelerimi çalan hırsızlara şükürler olsun.”

İşte böyle delirdim.

Ve deliliğimde hem özgürlüğü hem güvenliği buldum; yalnızlığın özgürlüğünü ve anlaşılmazlığın güvenliğini, bizi anlayanlar bizden bir şeyleri tutsak ederler çünkü.

Fakat güvenliğimle çok kibirlenmeyeceğim. Zindandaki bir Hırsız bile başka bir hırsızdan güvendedir.




Alıntıdır...

3 Şub 2011

Sorgu

Gözlerini kapat.

Ve kendini derinliğine bırak Mavi’nin.

Neden yaşıyorsun bu hayatı?
Olmak istediğin yer mi burası?
Olmak istediğin kişiye mi ait bedenin?
Bu bedene mi ait benliğin?
Bu benliğe mi ait düşüncelerin?

Birkaç dakikalığına her şeyi bırak ve düşün.
Kalbinde kim varsa, aklında ne varsa her şeyi bırak. Birkaç kıvılcım parlayacaktır sen onları çıkarmaya çalışırken zihninden, istemeyeceklerdir seni bırakmayı, ama bırakma zamanıdır şimdi.
Her şey sana yük olmaya başladığında omzundaki ağırlığı hafifletmek zorundasın unutma.

Ya da…

Bir yoldaş bulmalısın kendine, yükünü paylaşacak.
Nedir bu anlattıklarım? Hayatın ta kendisi işte…
Yaşamak için fedakârlık etmek zorundasın; ya yükünden, ya da yalnızlığından.
İnsan neden yalnız kalmak istesin ki değil mi? Yoldaşınla yüklerini paylaşmak varken… Hem de yol boyunca konuşursunuz işte sıkılmazsın hiç.

Ama sen hep bencilsin.
Hep konuşmayı, hep yükünü taşıtmayı düşünürsün. Onun düşünceleri ve hisleri seni hiç ilgilendirmez. Sen onun yükünü omuzlanmak istemezsin. Bu yüzden sen yalnızlığı seçmesen de yalnızlık seni seçmiştir çoktan.

Sen her şeyi omzuna atanlardansın.
Kalbine atmaya korkarsın. Kim korkmaz ki?
Kalp sen demektir çünkü lügatinde. Mahremine almak istemezsin hiç kimseyi.


(Arşivden)

İlginçlikler (Alıntı)

İşte dünyada yaşanan, dünyanın en ilginç olayları...

- 1985''de New Orleanslı cankurtaranlar o yıl şehrin havuzlarında kimsenin boğulmamasını kutlamak için bir parti verdiler. Partide konuklardan biri çok ilginç bir biçimde boğuldu.

- 1975''de İngiliz bir çift televizyonda en sevdikleri programı izlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp krizi geçirerek öldü. Eşi, cenazeden sonra programın yapımcılarına bir mektup yazarak, kocasını hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti. (Trajikomik ve İlginç Ötesi)

- 1983''de mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diegolu bir kadın polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar nefesini tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar, o da gerçekten ölünceye kadar nefesini Tuttu. (Polislere ne sanki )

- Belçika''da yaşayan Türk işadamı Uğur C. Ferrari''sine LPG taktırmak isteyince 145 bin Euro''luk otomobili şirket tarafından elinden alındı.

Rutin Sabahlar..

Her sabah rutin olarak yapıyorum bunları evet. Tatildeyim sözde ama,
-8.30'da kalkıp bahçede kedi kovalıyorum.
-Sonra köpeğimi gönül rahatlığıyla bahçeye indirip işemesini bekliyorum.
-Ufak bir kahvaltı eşliğinde babamın yanında televizyondan haberleri izliyorum.
-Babam küfrediyorsa birilerine, azcık ona eşlik ediyorum.
-Odama gelip test kitaplarımı açıyorum.
-Test kitaplarını açık bırakıp internete giriyorum.

Gün içinde de değişiklikler oluyor tabii genelde odamda olsam da...
Mavi'nin rutin sabahı işte böyle..
Ahh ah..

1 Şub 2011

WriteUp!

Lise yıllığı için yazılan write up'larımı buldum bugün.. Okudukça daha bir duygulandım.. Burada olmayanlar da var tabii defterimin arasında saklıyorum onları da ama bilgisayardakileri paylaşmak istedim :) Bakıp bakıp duygulanırım...

Yazan herkese teşekkür ediyorum efem :) Beni mutlu ettiniz..